16 Şubat 2018 Cuma

Problemlerimiz: Yabancı Dil Eğitimi


Aslında hiç havamda değilim ama yazmadıkça da içim rahat etmiyor maalesef. Bu yazıda size, sürekli olarak yabancı dil eğitim alıyor olmamızın nedeni ve sonuçları üzerinde birkaç düşüncemi sunacağım. Normalde bunlar birazcık bilinç ve bir şeylerin farkında olmakla anlaşılabilecek şeyler olabilir. Ancak kabul edelim ki günümüzde artık insanlar daha az düşünüyor ve çevresinde bulunan şeyleri eleştiriyor. “Böyle gelmiş, böyle gider.” anlayışından ziyade “Böyle gelmiş, böyle gidemez.” anlayışına sahip bireyler olmamız gerektiğini defalarca söylemiş olsam da bir kez daha söylemekte bir çekince görmüyorum.
Böyle gelmiş, böyle gidemez.

Eğer yanılmıyorsam yabancı dil eğitimi artık iki veya üçüncü sınıftan itibaren verilmeye başlanıyor. Benim zamanımda 6. sınıftaydı galiba. Dokuz, on yıl gibi bir süre yabancı dil eğitimi almış olmama rağmen İngilizcemi sadece kendi çabalarım ile belli bir düzeye kadar getirebildim. Bunda da okulda aldığım eğitimin çok az bir katkısı oldu. Dersleri gayet dikkatli takip etmeme rağmen yine de elle tutulur bir şey kazanamadım. Bunun nedeni gramer dediğimiz düzenli ve düzgün cümle kurmak, sözcük türeyiş şekilleri, zaman ekleri ve birkaç basit kelimeden ibaret bir eğitimi sadece “teorik” olarak almamdan olduğunu düşünüyorum. İngilizce kursunda bir dönemde, tüm okul hayatımız boyunca öğretilen bilgilerin daha fazlasını öğrenebiliyorken neden okulda bunca sene verilen yabancı dil eğitiminin bize bir katkısı olmuyor? Bu sorunun birden fazla cevabı var ancak bana göre önemli olan sebeplerinden birini (bana göre en önemlisini) biraz sonra söyleyeceğim.

Bir insanın neden yabancı dil bilmeye ihtiyacı olsun? Mantıklı düşünün. Eğer sizin hedeflerinizde akademik kariyer, uluslar arası alanda çalışan bir kurum veya şirket ve yabancı dil bilmenizi gerektiren bir iş yoksa yabancı dil bilmek size çok şey kazandırmaz ve buna çok zaman ayırmanızın da bir anlamı yoktur. Hobi olarak öğrenebilirsiniz buna bir itirazım yok. Ancak neredeyse bütün eğitim, öğretim hayatı boyunca bir ülkenin bütün gençlerine yabancı dili öğretmeye çalışmak saçmalıktır. Diyelim ki benim hedefim esnaf veya memur olmak olsun. Şimdi, büyük çoğunluğunun Türkçe konuştuğu bir topluma hizmet ederken yabancı dile neden ihtiyacım olsun? Benimle iletişime geçme ihtimalinin %1 bile olmadığı bir insanın dilini yıllarca öğrenmeye çalışıp öğrenemeyip vaktimi boşuna harcamamın mantıklı bir açıklaması bence yoktur. Eğer birisi yabancı ülkeden benim yaşadığım ülkeye geliyorsa onun benim dilimi biliyor olması gerekir.

Anlam veremediğim bir şey de Türkiye’deki üniversitelerde neden %100 yabancı dil eğitim veren bölümler var? Bunlar bir iki tane falan da değil, virüs gibi yayılıyor. Türkçe yeterli bir dil değil mi? Bu insanlar yabancı dil öğrenirken yabancı dildeki kelimelerin karşılıklarını bilmeden mi öğreniyorlar? Terimleri Türkçeleştirmek ve Türkçe söylemek birilerine zor geliyor galiba, yoksa yabancı dilde eğitim görünce daha fazla mı öğreniyorlar? Neredeyse bütün üniversitelerde var böyle bölümler, neredeyse hepsi de İngilizce eğitim veriyor. Bütün bilimler İngilizce mi yapılıyor acaba diye düşünmeden edemiyorum. Bu İngilizce konuşanlar ne kadar üretkenmiş, bilgiliymiş görüyorsunuz değil mi? Her konuda bu dildeki metinler okutuluyor ve terimler öğretiliyor. Nerede bu Latinlerin, Antik Yunanlıların, Japonların yaptığı bilimler diye düşünüp duruyorum. Bizi kandırıyorlar galiba Japonlar bilimde çok ileride diye. Şimdiden eleştiriler kulaklarımda yankılanmaya başladı. Bu konudaki hassasiyetimi ve bunun önemini bir türlü anlamıyor çevremdeki çoğu arkadaşım. “Evrensel dil İngilizcedir.” dalgasına kapılıp kalmışlar, bu tabuyu bir türlü yıkamıyoruz. İngilizce çok evrensel dil ama Fransızlar kendi dillerindeki kelimeleri doğru aksan ve söyleyiş ile söylemeyince de kabul etmiyormuş öyle anlatıyorlar. Galiba Fransızların falan haberi yok. “Şşşt Fransız, evrensel dil İngilizcedir anlamıyor musun?” Beni dinlemiyor bu, neyse.

Yazının başında değindiğim konuya dönelim. İki ve üçüncü sınıftan itibaren yabancı dil eğitimi verilmeye başlandığını duymuştum ama inanmamıştım. Şimdilerde iki yiğenim de İngilizce öğrenmeye çalışıyor. Çocuklar daha Türkçeyi öğrenemediler. Birinci sınıfta okumasını ve yazmasını öğrenmeye başlıyor ve iyi kötü öğreniyorlar. Sonra pat diye yabancı dil öğreneceksiniz diye önlerine mi koyuyorsunuz? Sizin eğitimin neden yapıldığından falan mı haberiniz yok, yoksa eğitim nasıl yapılır onu mu bilmiyorsunuz? Bakın bu sulandırılacak, görmezden gelinecek bir sorun değildir. Henüz kendi dilini öğrenememiş birisine yabancı dil öğretmeye çalışırsanız bunun sonuçları tahmin bile edemeyeceğiniz kadar kötü olur. Vatanınızdan bir karış toprak vermekle bunun sonucu arasında hiçbir fark yoktur. Zaten henüz kendi dilini öğrenememiş birisine ne kadar çabalarsanız çabalayın yabancı dil öğretmenizin imkânı yoktur ama hadi diyelim ki başardınız öğrettiniz. Bu kez de başka bir milletten insan üretmiş olacaksınız. Henüz kendi dilini öğrenememiş birisine önce yabancı dil öğrettiğinizde o kişi normal olarak öğrendiği dile ve kültür çevresine yatkın olacaktır. Tabi o kültür ile kendinin kültürü arasında bir çatışma başlayacaktır. Bu kişinin şöyle düşünmesi gayet doğaldır: “Eğer kendi dilimden önce başka bir dili öğreniyorsam benim kendi dilim daha kötü demektir. Çünkü ilk olarak yabancı dili öğrendim. O daha iyi olmalı.” Bunun olmayacağını ve abarttığımı düşünüyor olabilirsiniz. Çocuklarınız büyüyünce –şimdilerde ailelerin çocuklarla ilgilenmesi tablet, bilgisayar, televizyon ve internete bağımlı hale getirmek olduğunu unutmayın- o çocuğun düşüncelerinin sizin kültürünüze, gelenek ve göreneklerinize ters olduğunu fark edeceksiniz. Çünkü o çocuk artık sizinle aynı milletten değil, siz onu yabancı dil öğrensin diye henüz kendi dilini öğrenmeden başka bir milletin içine göndermiş bulunuyorsunuz. İşte benim de içinde bulunduğum neslin yabancı dili öğrenememiş olmasının en önemli nedeni budur. Biz henüz kendi dilimizi öğrenememişken yıllarca başka bir dili öğrenmeyi umduk. Bunu da aynı kendi dilimizin öğretilmeye çalıştığı yöntemle başarmaya çalıştık. Bizim maceramız biraz daha geç başladığı için çok fazla kayıp vermedik. Ancak şimdiki nesilden çok kaybımızın olacağını düşünüyorum.

Yazıda birçok kez atıf yaptığım bir şey de aslında yabancı dilin neden öğretilmeye çalışmasıydı. Bu bizim için, bizim yararımıza olsun diye yapılmıyor. Sadece bizi kendi kültür çevremizden uzaklaştırmak için ve kendimizi aşağılık duygusunun içine atmamız için öğretiliyor. 

Evrensel olan İngilizce değildir. Evrensel olan insanların duygularıdır, düşünceleridir, bilgileridir. Evrensel olanın tek bir dili vardır o da “insanca”dır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder